Super Mario Marka Uyuşmazlığı
1 Ağu 2025
Bu yazıda, Kosta Rika’da “Super Mario” adındaki bir süpermarket aleyhine marka hakkı ihlal edildiği iddiasıyla aksiyon alan Dünya’ca ünlü oyun devi Nintendo ile süpermarket sahibi arasındaki uyuşmazlıktan bahsedilecek, marka tescili ile sağlanan korumanın sonsuz bir koruma olmadığı, sınırlı birkaç istisna dışında yalnızca tescilli olduğu mal ve hizmet sınıfı kapsamında korunacağı belirtilecektir.

Görsel kaynağı: 80 Level, “Shop Named Super Mario Won Legal Battle with Nintendo over Its Name,” 80.lv, Temmuz 2024, https://80.lv/articles/shop-named-super-mario-won-legal-battle-with-nintendo-over-its-name.
Mahalle Marketinden Global Bir Marka Uyuşmazlığına: “Super Mario”
Kosa Rika’nın San Ramon kentinde faaliyet gösteren küçük bir süpermarket, yalnızca ismi nedeniyle oyun sektörünün en önemli aktörlerinden biri olan Nintendo ile “Super Mario” ismi nedeniyle bir ihtilaf yaşadı. İşletmeci aile, bir süpermarket işlettikleri için Super ismini, oğullarının adı Mario olduğu için de Mario ismini seçerek marketlerine Super Mario ismini verdiklerini açıklasa da, Super Mario ibaresi Nintendo’nun en ünlü oyunlarından birisiyle birebir örtüştüğünden, iki taraf arasında marka hakkına ilişkin mücadele kaçınılmaz oldu.
Taraflar arasında yürütülen süreç, uyuşmazlığın taraflarını aşarak kamuoyunda da büyük bir dikkat çekti. Uyuşmazlığın market sahibi lehine sonuçlanması ise marka hukukunun sınırlarını, tanınmış markaların hangi durumlarda koruma elde edebileceğini ve büyük ölçekli hak sahiplerinin yerel düzeyde nasıl hareket ettiğini gösteren önemli bir olay haline geldi.
Marka Korumasının Kapsamı: Tescil, Sınıf, ve Karıştırılma Ölçütü
Marka hakkı, sahibine belirli mal ve hizmetler için markasını münhasıran kullanma yetkisi verir. Bu hak, esas olarak markanın tescil edildiği sınıflarla sınırlıdır. Başka bir ifadeyle, bir marka elektronik ürünler için tescil edildiyse, benzer bir ismin farklı bir sektörde kullanılması tek başına ihlal anlamına gelmemektedir.
Marka ihlali değerlendirmelerinde temel kriter, karıştırılma ihtimali olup, bu ihtimalin oluşması için iki ana unsurun birlikte bulunması gerekir:
İşaretler arasında görsel, işitsel veya kavramsal benzerlik
Bu işaretlerin kullanıldığı mal ve hizmetlerin aynı ya da benzer olması
Her iki koşul birlikte gerçekleştiğinde, ortalama dikkate düzeyine sahip bir tüketicinin markalar arasında ilişki kurma olasılığı doğar. Ancak işaret benzerliği mevcutsa bile, sınıflar arasında açık bir fark konusuysa, karıştırılma ihtimali zayıf kalır.
Bu yazının konusu olan örnekte “Super Mario” markası Nintendo’nun tescilli ve üzerinde faaliyet gösterdiği oyun, yazılım ya da dijital eğlence ürünleriyle çok başka bir faaliyet alanında, bir süpermarket ismi olarak kullanılmaktaydı ve Nintendo’nun ana faaliyet alanı ile aralarında bir bağlantı kurulmuyordu.
Tanınmış Marka Statüsü: Ayrıcalıklı Koruma, Sınırlı Uygulama
Yukarıdaki paragrafta verilen genel ilkenin önemli bir istisnası olan tanınmış markalara sağlanan koruma, mal ve hizmet sınıflarından bağımsız bir şekilde sağlanmaktadır. Bu özel koruma, tüketiciler nezdinde belirli bir tanınmışlığa ulaşmış markaların ayırt ediciliğinin zedelenmesini engellemek ya da bu marka değerinden üçüncü kişilerin haksız bir şekilde yararlanmasını engellemek amacıyla öngörülmüştür. Ancak bu ayrıcalığın uygulanabilmesi için, tanınmışlığın somut olaya özgü şekilde ve ilgili ülke bakımından ispatlanması gerekmektedir. Örneğin Türkiye’de tanınmış olarak muamele gören bir markanın başka bir ülkede tanınmış olduğu normal şartlarda iddia edilemeyecektir.
Biraz daha detaylandıracak olursak, tanınmışlık iddiası soyut bir statü değildir; ülke ve vaka bazında delillendirme zorunluluğu içerir. Bu da markanın ilgili ülkede hangi ölçekte bilindiğine, tüketici algısında ne kadar yer ettiğine ve piyasadaki gerçek gücüne göre değerlendirilir.
“Super Mario” markası dünya genelinde bilinse de, Kosta Rika’da çözümlenen bu uyuşmazlıkta Nintento’nun tanınmışlık iddiasının kabul edilmediğini görüyoruz. Süpermarketin faaliyet alanı, markanın kullanım amacı ve tüketici algısı birlikte değerlendirildiğinde, tanınmış markanın genişletilmiş korumasını haklı çıkaracak bir durum bulunmadığına karar verildi.
Yerel İşletmenin Açıklaması: Aileden Gelen Bir İsim Tercihi
Marketin sahibi tamamen kişisel nedenlerle işletme adına Super Mario adını seçtiğini ifade ederken herhangi bir ticari strateji veya çağrışım yapma amacı taşımadığını da belirtti.
Ayrıca, “Super Mario” ibaresinin kullanımı dikkate alındığında, marketin logosunun ve görsel kimliğinin Nintendo’nun oyun karakteriyle herhangi bir görsel benzerliğe de sahip değildi. Logo, yazı karakteri, renk düzeni ve genel tasarım bakımından farklıydı. Markette satılan ürünler de Nintendo’nun faaliyet alanından tamamen uzaktı.
Kullanımın ticari istismar ya da kötü niyet içermediği yönündeki bu açıklama süreçte dikkate alınan unsurlardan biri oldu.
Önceki Marka Hakkı Sahiplerinin Müdahalesi: Meşru Koruma mı, Orantısızlık mı?
Marka hakkı sahiplerinin haklarını koruma çabası çoğu zaman doğal ve rasyonel bir temelden kaynaklanmaktadır. Özellikle yıllar içinde oluşturulan marka değerini korumak, ticari stratejilerinin bir parçasıdır. Ancak bu koruma refleksi, tamamen farklı sektörlerde faaliyet gösteren ve doğrudan doğruya ticari itibardan haksız yararlanma amacı taşımayan kullanımlara yöneldiğinde orantısallık ilkesi sorgulanır hale gelmektedir.
Bu uyuşmazlıkta Nintendo, global marka değerini korumaya dönük olarak süreci başlatmış olsa da, yerel koşullar, kullanımın bireyselliği ve sektörler arası fark dikkate alındığında, müdahale ölçüsüz görülmüş ve haklı bir zemine oturtulamamıştır.
Marka sahiplerinin, haklarını kullanırken hem bağlı oldukları mevzuatın sınırları hem de toplumsal meşruiyet çerçevesi içinde hareket etmesi beklenir. Bu uyuşmazlık, büyük marka sahiplerinin küçük ölçekli, düşük riskli kullanımlara karşı refleksi biçimde pozisyon ve aksiyon almasının her zaman sonuç vermeyeceğini göstermektedir.
Sonuç: Tanınmışlık Statüsü Otomatik Koruma Anlamına Gelmez
Küresel tanınırlık, bir markaya büyük avantajlar sağlasa da buavantajlar her somut olayda otomatik şekide devreye girmez. Tanınmışlık, etkili bir hukuki argüman olmakla birlikte bu statünün elde edilmesi kadar korunması ve ispatlanması da önemlidir.
San Ramon’daki “Super Mario” uyuşmazlığı, marka hakkı sahiplerinin kimi zaman stratejilerini gözden geçirmesi gerektiğini gösteren örneklerden birisidir. Bu olay, tanınmışlığın sınırları, sektörel farkın karıştırılma ihtimaline etkisini ve fiili kullanım ile kullanım amacının önemini gözler önüne sermektedir.
Marka hukuku, yalnızca tescil belgeleri ve dava dilekçelerinden ibaret değildir. Aynı zamanda orantılılık, iyi niyet ve kamu algısı gibi soyut ama etkili faktörlerle şekillenir. Bu tür olaylar, marka hakkının yalnızca bir mülkiyet hakkı değil, aynı zamanda kamusal alanla sürekli etkileşim halinde olan bir hukuk kurumu olduğunu açıkça gösterir.
Marka adınız, faaliyet alanınız ne kadar farklı olursa olsun, beklenmedik itirazlarla karşı karşıya kalabilir.
Marqby ile yalnızca tescil değil; sınıf seçimi, benzerlik analizi ve tanınmış markalara karşı risk analizi gibi kritik aşamaları da içeren bütüncül bir koruma stratejisi geliştirin.
46’dan fazla ülkede başvurunuzu kolayca yönetin, markanızı güvenle büyütün.
📩 Detaylı bilgi için info@marqby.com adresine ulaşabilir ya da web sitemiz üzerinden ücretsiz analiz talebinde bulunabilirsiniz.